ÜSKÜDAR / MUSTAFA KARA
Sizi kısaca tanıyabilirmiyiz? İlk siyaset hayatınız nasıl başladı?
1968 yılında dünyaya geldim. Rahmetli babam, gerçekten zor şartlarda çocuklarına iyi bir eğitim vermek için gayret sarf etmiştir. Biz yedi kardeşiz, ben babamın en küçük evladıyım. Benden büyük üç ağabeyim ve dört ablam var. Ağabeylerimden ikisi üniversiteye gitme imkânını elde etmişti. O anlamda iki ağabeyim yüksek öğretimlerini eğitim fakültesinde tamamladılar. Her ikisi de belli bir süre öğretmenlik mesleğini icra etti. Ne var ki, başından beri rahmetli babamızın ticari faaliyetleri sebebiyle ağabeylerim de ticaret hayatına girmek durumunda kaldılar. Aile olarak, 1980 yılında Üsküdar’a yerleştik. Liseyi, Kadıköy Mehmet Beyazıt Lisesinde, üniversite eğitimimi ise, İTÜ Sakarya mühendislik fakültesi, inşaat mühendisliği bölümünde tamamladım. Bununla birlikte, daha üniversitede öğrenci iken ticari ve sosyal faaliyetlerin içinde yer aldım. 1996 yılında evlendim. Ailenin en küçük çocuğu olduğum için rahmetli babam ve Allah uzun ömürler versin annemle birlikte yaşadım. Benim için hayatta en değerli varlığım, gerek geniş anlamda büyük ailemiz, gerekse kendi eşim ve çocuklarımdır. Dünya tatlısı iki oğlum ve iki kızım var. Bütün gayretim ve hayatımın en önemli misyonu, rahmetli babamın çocuklarını, hayatın bütün zorluklarına rağmen en güzel şekilde yetiştirdiği gibi, aynı niyet ve duygularla, ben de çocuklarımı vatanına ve milletine faydalı birer insan olarak yetiştirmektir. Çok şükür, huzurlu ve mutlu bir aile hayatım var.
Siyasi hayatıma gelince... Aslında siyasetin temeli halka hizmete dayanır. Almış olduğum eğitim sosyal sorumluluk bilinciyle davranmayı bir görev olarak öğrettiği için, öğrencilik yıllarımdan beri çeşitli STK (Sivil Toplum Kuruluş) ların içinde, bir kısmında kurucu ve yönetici, bir kısmın da ise sade üye olarak bulundum. Mesela Sakarya Mühendisler Grubu olarak bilinen derneğimizle, bir taraftan üyelerinin sosyal birlikteliğini sağlarken, diğer taraftan günümüzün gelişen yeni mühendislik teknolojileri hakkında Ar-ge faaliyetlerini yaklaşık on sekiz yıldır yürütmekteyiz. Bunun yanı sıra sosyal alanda faaliyet gösteren SAGEM (Sosyal Araştırma ve Geliştirme Merkezi) marifetiyle ise, sosyal proje çalışmalarını sürdürmekteyiz. Dolayısıyla, dar anlamda politikanın değilse bile, geniş anlamda siyasetin içinde idim diyebilirim. Yani, siyaset eskilerin deyimi ile, bir içtimai mesuliyet şuurunun, sosyal sorumluluk duygusunun bir gereğidir. Öte yandan, Sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken İstanbul’a çok önemli hizmetler verdiğini de biliyorduk. AK PARTİ’nin kuruluş sürecinde, Genel Başkanımızın bu kutlu yürüyüşüne arkadaşlarımla birlikte ben de katılmaya karar vermiş oldum. Bu itibarla da 2002 yılında AK PARTİ’de İlçe Kurucular Kurulu üyesi ve seçim işlerinden sorumlu İlçe Başkan Yardımcılığı görevini aldım. 2004 yılında Üsküdar Belediye Meclis Üyeliği, Belediye Meclisi’nde AK PARTİ Grup Başkan Vekilliği ve İmar Komisyon Başkanlığı’nı yürüttüm. Ayrıca, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İlçe Başkan Yardımcılığı, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde ve 21 Ekim 2007 Halk oylamasında Üsküdar İlçe SKM (Seçim Koordinasyon Merkezi) Başkanlığı yaptım.
Validebağ Korusu hakkında bilgi verirmisiniz?
Biz Validebağ’a gönül verenlerin şikâyetlerini de bunların çözüm yollarını gayet iyi biliyoruz. Validebağ Korusu konusuna en az bölge halkının üzerinde durduğu kadar hassasiyetle duruyoruz. Validebağ Korusu İstanbul’un en büyük ikinci park alanıdır. Bazı kişiler burada yapılaşma olacağına dair dedikodu yayıyorlar. Bu dedikoduları lütfen ciddiye almayın. Öncelikle bu alanda bir yapılaşma olması kanunen mümkün değildir. Validebağ Korusu ne yazık ki henüz layık olduğu yere gelememiştir. Biz, Belediye Başkanlığı dönemimizde bir mesire alanı haline getireceğiz. Validebağ milli bir değer oluşturan, son derece güzel bir park. İstanbul gibi bir yerde böylesine büyük, yeşil bir alanı bulmanız mümkün değil. Diğer yandan buranın en büyük sorunu güvenlik. Maalesef Validebağ korusu bugün pek emniyetli değil. Validebağ, sokak çocuklarının, tinercilerin kaldığı bir mekan haline geldi. Bu nedenle burada halkımızın güvenliğini düşünerek gece ve gündüz olmak üzere bir güvenlik ekibi görevlendirmeyi planlıyoruz. Daha sonra da içinde ticari işletmelere yer vermeden Londra’daki Hyde Park benzeri bir park haline getireceğiz. Buraya gelen vatandaşlarımız aileleriyle birlikte İstanbul’da artık kaybolmuş olan doğa ortamı içinde huzur içinde eğlenecek, güzel vakit geçirecekler.
İş hayatınızdaki başarılarınızı biliyoruz ve teşkilatta da, adaylığınız çok büyük coşkuyla karşılandı. Yerel yönetimlerde de aynı başarıyı yakalayabilmek için öncelikli çalışmalarınız neler olacak? Projelerinizde bahsedermisiniz?
Öncelikle ben bir insan olarak ve 26 yıldır Üsküdar’da yaşayan bir kişi olarak şunu ifade etmeliyim ki: Üsküdar’da yaşamaktan çok büyük onur ve gurur duyan bir Üsküdarlıyım. Biliyorum ki, Üsküdar daha İstanbul fethedilmeden önce bile bizim olan, bize ait olan bir yerdir. Ben Üsküdar’ın, şairlerimizin deyimiyle, “hayal şehir” olduğuna inanıyorum. Ve bu “hayal şehir”de bulunmaktan büyük bir haz alıyorum.
Elbette İstanbul’un her ilçesi, hatta her sokağı ayrı bir değerdir; ancak kabul etmek gerekir ki, Üsküdar’ın yeri bambaşkadır. Meramımı ifade için sembolik bir dille şöyle diyeyim: Dünya ikiye ayrılır, Türkiye ve diğerleri; Türkiye ikiye ayrılır; İstanbul ve diğerleri, İstanbul ikiye ayrılır: Üsküdar ve diğerleri… Biz bu inançla ve bu bilinçle yola çıktık.
Öncelikli projelerimize gelince;
Bir Belediye Başkanı’nın görevi öncelikle hizmet
verdiği ilçedeki halkının isteklerine, sorunlarına
en kısa zamanda cevap vermektir. Bunun için de 600
bin nüfuslu adeta bir şehir olan Üsküdar’da
vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm bulabimek için
önemli bir çalışma gerçekleştireceğiz. Çağımız
iletişim çağı... Bu doğrultuda Üsküdarlılarla
iletişim sağlamak amacıyla yeni dönemde çok büyük
bir Halkla İlişkiler Birimi kuracağız.
Vatandaşlarımız belediye ile ilgili sorunlarını,
önerilerini bu birimimize ulaşarak çözecekler.
Üsküdar genelinde bulunan 23 tane Bilgi Evimizi aynı
zamanda Üsküdar Belediyesi İletişim Ofisi olarak da
kullanacağız. İnsanlarımızın Yavuztürk’den,
Küçüksu’dan kalkıp da Üsküdar Belediyesi’ne
gelmesine gerek kalmayacak. Böylece halkla ilişkiler
konusunda Üsküdar Belediyesi en parlak dönemini
yaşayacak.
Bugün itibariyle Nüfus müdürlüğümüz, maliyemiz, tapu dairemiz, kadastromuz hep ayrı yerlerdedir. Vatandaşlarımız belediye ile ilgili bir çalışma yapmaları gerektiğinde oradan oraya koşturup duruyorlar. Buna engel olmak adına tüm birimlerimizi bir arada toplamak üzere Hükümet Konağı yapacağız. Hükümet konağımzın temelini 2009 içinde atıp, 18 ay gibi kısa bir sürede bitireceğiz. Vatandaşlarımız hangi işleri olursa olsun tek bir merkezin içerisinde işlerini halledecekler.
Çamlıca Sebahattin Zaim Eğitim Merkezi il eğitim merkezidir. Burayı bir sivil toplum merkezi haline dönüştüreceğiz. Yani eğitimle beraber sivil toplum merkezi haline dönüşecek. Türkiye’deki tüm illerin Üsküdar’daki Sivil Toplum Örgütü temsilcilerine burada bir çalışma ofisi oluşturacağız. Onlara bir sekreterya tahsis edeceğiz. Daha sonra Sivil Toplum Örgüt temsilcilerinden Üsküdar’ın yönetiminde projeler ve fikirler doğrultusunda yardım alacağız. Önemli şahsiyetlerimizin kurduğu vakıflar ve dernekler vardır. Kendilerinin çok geniş halk kesimleriyle kurdukları ilişkiler var. Biz bu sıcak ilişkileri Belediye bünyesinde değerlendirerek halkımızın sorunlarına çözüm oluşturmak istiyoruz.
Devamında hastane müdürleri ve başhekimlerimiz, muhtarlarımız, okul müdürlerimiz gibi pekçok kilit mevkilerden temsilcilerin bulunduğu bir Kent Konseyi oluşturacağız. Bu Kent Konseyi’ni Sivil Toplum Merkezi ile içiçe bir hale getireceğiz.
Türkiye’deki en büyük kamu ve özel hastanelerin bulunduğu ilçe Üsküdar’dır. Biz Üsküdar Belediyesi olarak hasta yakınları konukevi inşaatını Acıbadem’de yapacağız. Böylece yakınlarını ziyarete gelen vatandaşlarımız araçlarının içinde ya da otellerde konaklamak zorunda kalmayacaklar.
Burhaniye’ye inşaatına başladığımız aynı zamanda spor merkezi olarak da kullanılacak bir gençlik merkezi yapacağız. Bu merkezde spor alanları, toplantı salonları, mini spor salonu ve çalışma ofisleri bulunacak. Bu çalışma ofislerinde özel sektörle gençleri buluşturacağız. Liseli ve üniversiteli gençler, meslek içi eğitim ve yeni meslek edindirmeye yönelik çalışmalarını bu ofislerde gerçekleşecekler.
Ayrıca Çavuşdere Spor Kompleksi konusunda bir çalışmamız var. Ahmediye meydanına yakın bir yerde yapımı süren Çavuşdere Spor Kompleksi 70 milyon TL’lik bir yatırım olacak. Böylesine büyük bir spor kompleksi sadece Üsküdar’a değil tüm İstanbul’a hitap edecek
Yukarıda bahsetmiş olduğum projeler, tüm projelerimiz arasından sadece birkaçı... Göreve geldiğimiz dönemde özellikle Kent Konseyi vasıtasıyla yeni projeler üretecek ve Üsküdar’ın yararına olan bu projeleri hayata geçirmek için gerekli tüm çalışmaları yapacağız.
Elbette bütün bu hizmetleri alabilmek için yerel seçimlerde daha fazla Belediye Meclis üyesi çıkarmamız gerekiyor. Ne kadar fazla Belediye Meclisi üyesi kazanabilirsek Büyükşehir’de de o kadar fazla İl Genel Meclisi sandalyesine sahip oluruz. Böylece Üsküdara ve Üsküdarlılara daha fazla hizmet getirebilme imkanına sahip olacağız. Ancak bunun için Üsküdarlıların genel seçimlerde hangi partiye oy verirlerse versinler, yerel seçimlerde Üsküdar’a hizmet getirebilmek için oylarını bölmeden Ampul’ün üzerine mühür vurmaları gerekiyor. Biz, halkımızın bize vereceği güç neticesinde Üsküdar’a maksimum faydayı sağlayacağız. 29 Mart günü Üsküdar’ın geleceğini Üsküdarlılar belirleyecek. Ve inanıyorum ki 30 Mart sabahı Üsküdar için yepyeni, pırıl pırıl bir dönem başlayacak. Üsküdar 30 Mart sabahından itibaren bir “Hayal Şehir” olmanın ilk adımını atacak.