• Murat Karayalçın

    Karayalçın, Kaptırdığı Başkanlık Koltuğuna 15 Yıl Sonra Tekrar Talip

    26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimlerinde Sosyal demokrat Halkçı Parti'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Karayalçın, bu görevini Eylül 1993 tarihine kadar sürdürmüştü. Şimdi ise29 Mart 2009 Yerel Seçimi'nde CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı. Karayalçın daha önceki adaylıklarındaki başarısız sonuçlarına rağmen bu seçimleri kazanacağına yürekten inanıyor.
    Ankara halkının sizi seçmesi için, sizi diğer adaylardan farklı kılan özellikleriniz nelerdir?

    Seçimde adayların belirleyici özelliklerinin olduğu muhakkak. Fakat asıl önemli olan ve hemşerilerin oy verdikleri unsur adayların sorunlara yaklaşımı ve çözüm önerileridir. Benim ayrıcalığım Ankara’nın sorunlarını çok iyi biliyor olmam ve bunlara yönelik geliştirdiğim özgün projelerdir.

    Ankara 15 yıldır bilgisiz, beceriksiz, yetersiz, yeteneksiz bir yönetim tarafından yönetilmektedir. Ankara bu 15 yılda iddiasını ve itibarını yitirdi. Şimdi Ankara’ya bu iddiasını ve itibarını yeniden kazandıracak bir yönetime gereksinim var. Biz bunu sağlayacak bir yönetim anlayışını yaratacağız. Bütün Ankaralılar da bunun farkındadır.

    Ben hem yerel yönetimlerde hem de merkezi hükümetin birçok kademesinde görev yaptım. Siyasi birikimim ve proje öncelikli çalışma anlayışım benim avantajlarım olarak yurttaşlar tarafından gözlemlenmektedir. Görev aldığım her kurumda dürüstlüğü, çalışkanlığı, ilkeli bir duruşu ortaya koydum. Bunlardan asla ödün vermedim. Görevlerimin her aşamasında mal varlığımı yurttaşlara açıkladım. Hiçbir zaman yurttaşlarımdan gizlediğim bir husus olmadı, olmayacak. Bunu en iyi Ankaralılar bilir.  

    Görevde bulunduğunuz süre içerisinde Ankara halkı için gerçekleştirdiğiniz en önemli çalışmalar nelerdir?

    1989 yılında göreve geldikten sonra Ankara’da büyük bir yatırım paketini devreye soktum. Ankara’da metroyu gerçekleştirdik. Türkiye’nin ilk metrosunu Ankara’da yaptık. Ankara’ya Devlet Su İşleri ile birlikte Eğrekkaya barajını bitirdik ve Ankara’nın su sorununu çözdük. Ankara’da var olan hava kirliliği sorununu giderdik. Şehirlerarası Otobüs Terminalini hizmete soktuk. Altınpark’ı tamamladık. Dikmen Vadisi projesini gerçekleştirdik. Mamak Çankaya Viyadiğünü yaptık. Ankara’nın büyük kanal projesini hazırladık. 2200 km’lik şehriçi isale hattını yeniledik. Bütün bu kapsamlı projelerin dışında sosyal, kültürel ve ekonomik çok sayıda çalışma ile Ankaralılara hizmet ettik.

    Ankara’nın su sorununa getireceğiniz çözüm yolları nelerdir?

    I. Acil tedavi planının ilk adımı “temiz su” olacaktır. Kızılırmak suyunu arıtmak için Kesikköprü-Gölbaşı arasında bir arıtma tesisi, Gerede havzasının suyu için de Işıklı Barajı ivedilikle yapılacaktır. 

    Tüm canlıların en önemli hayat kaynağı olan su, ilgili kurumların raporlarına göre, Ankara’da belediyenin akıl almaz yanlışlıkları sonucu hayati bir tehlike haline getirilmiştir.

    Ankara’da Büyükşehir Belediyesi yıllarca herhangi bir yatırım yapmadığından, Ankara’da su konusunda ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. 2007 yılından itibaren Ankara’da sular kesilmeye başlanmıştır. Beceriksizlik nedeniyle su boruları patlamış, tam bir keşmekeş yaşanmıştır. Üstelik belediye başkanı 2007 yılının Temmuz ayında Ankaralılara su tüketimi artmasın diye kent dışına gitmelerini bile söyleyebilmiştir. Ankara’nın yirmi yıllık temiz su ihtiyacını karşılayacak olan Gerede havzasındaki Işıklı Barajı, DSİ’nin ısrarlarına rağmen, belediyenin direnmesi nedeniyle yapılamamıştır. Ankara Belediyesi yaklaşık maliyeti 250 milyon dolar olan Gerede suyu yerine, 1 milyar dolar dolaylarında para harcayarak, Kızılırmak suyunu Ankara’ya getirmiştir. Kızılırmak suyu, tehlikeli kimyasallar içerdiği, insan sağlığına zararlı olduğu resmi kurumlarca belgelendiği halde, Ankaralılara içme suyu olarak sunulmuştur. Büyükşehir Belediyesi kente Kızılırmak’ın suyunun verildiğini Ankaralılardan günlerce gizlemiştir. Aslında hiçbir konuda açık ve saydam olmayan bir yönetim için bu durum şaşırtıcı değildir. Ama insan sağlığını doğrudan etkileyen bir konuda dahi insanlara açıklama yapılmaması çok vahimdir. Kızılırmak suyunu kullanmanın insan sağlığında yaratacağı en tehlikeli sorunlar uzun yıllar sonra ortaya çıkabilecektir. Ankaralılar, bilimsel çalışmalardan haberdar olmasalar bile, pis kokusuna, iğrenç rengine bakarak, bu suyu kullanmayı reddetmişlerdir. Neredeyse bütün şehir halkı damacana suyu içmeye, yemeklerinde damacana suyu kullanmaya başlamıştır. Her aile haftada en az bir iki damacana suyu daha fazla kullanmaktadır. Bunun bir aileye aylık maliyeti en az 30 YTL’dir. Ankaralıların cebinden damacana suyu için yılda en az 300 milyon dolar daha fazla para çıkmaktadır. Üstelik bu su pahalı olarak satılmaktadır. 1994 Mart ayında 7.200 TL olarak devrettiğimiz, 0-10 metreküp su tüketimi üzerinden, bir metreküp su fiyatı, 206 kat artırılarak, 1.490.000 TL(1,49 YTL)’ye çıkarılmıştır. Bununla da yetinmeyen bugünkü yönetim, su tüketim kademeleriyle oynayarak suya gizli zam yapmıştır. Daha önce 0-10, 10-30 ve 30 metreküp üzeri olan kademelendirme, 0-10, 10-20 ve 20 üzeri olarak değiştirilmiştir. Böylece 20-30 metreküp arasında su tüketen hemşerilerimiz de suyu pahalı tarifeden almaya başlamışlardır. 21. yüzyılda, üstelik bir dağ köyünde değil ülkenin başkentinde temiz ve ucuz suya ulaşmanın bir sorun olması çok acıdır.

    Seçimden sonraki ilk işimiz Ankaralıları sağlıklı suya kavuşturmak olacaktır. Bunun için iki çalışma eş zamanlı olarak başlatılacaktır. 30 Mart 2008 günü Gerede havzasında Işıklı Barajının yapılması için çalışmalar başlatılacaktır. Işıklı Barajının suyu gelene kadar Ankaralıları Kızılırmak’ın zehirli suyundan korumak zorunludur. Kızılırmak suyunun kaynağı olan Kesikköprü ile Gölbaşı arasında uygun bir yerde, Kızılırmak suyunu arıtabilecek nitelikte yeni bir arıtma tesisi yapılacaktır. Bu bölgede yapılacak tesisin arsa ve işletme maliyeti merkezdeki alanlara göre düşük olacaktır. Arıtılan Kızılırmak suyu Ankara’ya getirilirken Bala, Gölbaşı ilçeleri ve çevre beldelerin temiz su ihtiyaçları da karşılanmış olacaktır. Işıklı barajının tamamlanması, arıtma tesisinin yapılması ve İvedik arıtma tesisinin kapasitesinin artırılması ile Ankaralıların temiz, sağlıklı suya ulaşması sağlanacaktır. Çeşmelerimizden temiz su akacak çocuklarımız temiz su içerek büyüyecektir. Ankaralılara temiz, içilebilir ve kesintisiz su vermek bizim en öncelikli taahhüdümüzdür.

    Bir önceki seçimlerde seçilmemeniz sebebini ne olarak görüyorsunuz?

    Ankara’daki seçimler Melih Gökçek’in başarısı sonucu kaybedilmemiştir. Sol bölündüğü için Melih Gökçek seçimleri almıştır. Bugüne kadar bölüne bölüne seçimleri kaybettik, bugün birleşe birleşe seçimleri kazanacağız.

    MHP Adayı Mansur Yavaş’ın anketlerde giderek artan oy dağılımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

    Bugüne kadar birçok araştırma sonucu yayınlandı. Her araştırmada bir adayın önde olduğu görülmekte. Ancak ben anketleri hemşerilerimin tepkilerine ve gözlerinin içine bakarak yapıyorum. Bu tepkilerden aldığım sonuç bu seçimleri kazanacağım yönde. Ben bu seçimleri alacağıma yürekten inanıyorum.

    Mevcut Belediye Başkanı Melih Gökçek’i eksileriyle artılarıyla nasıl buluyorsunuz?

    Melih Gökçek üzerinden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum. Projeler konusunda herkesin öncelikleri farklı. Ben Ankara’daki yoksulluğu ve işsizliği bitireceğimi söylüyorum. Melih Gökçek peluş hayvanat bahçesi yapacağını söylüyor. Ben Ankara’nın suyunu ve havasını temizleyeceğimi söylüyorum. Melih Gökçek Disneyland yapacağını söylüyor. Ben başlayan bütün metro hatlarını bitireceğimi söylüyorum, Melih Gökçek şehir içinde otobanlar yapacağını belirtiyor. Burada ciddi bir anlayış ve öncelikler farkı var. Ankara hangisine ihtiyacı olduğunu 29 Martta karar verecek.